22 Temmuz, 2012

bilinc akisi

o kadar canim sikildi ve o kadar yapilacak seyler anlamsiz geldi ki blog a bir seyler ekleyim dedim. baktim zaten 2012 de hicbir sey yazmamisim bunda daha saglikli ve mutlu olmamin etkisi var sanirim. simdi uzerimdeki mutluluk kalkmaya basladigi icin bir seyler yazabilirim.

hadi 2012 nin bir analizini yapalim. hazir dogum gunume de yaklasik bir hafta kalmisken. gelmisim 31 yasima,   insanin gozune kocaman gelen bir yas ama ben hic oyle hissetmiyorum. simdi anliyorum annemle babamla konustugumda neden valla nasil gecti bu hayat anlamadik dediklerini. hayat sadece ileri gidiyor, ve her gecen gun pismanliklarim cogaliyor.

2012 de bir sevgilim oldu ki kendimi birakip artik o kisi olduguna emin haldeydim. halbuki hayatla tek alip veremedigi olan kisi ben degilmisim. meger sevgilimin de hayatla cok ciddi dertleri varmis. meger ozgurluk istiyor, kendisi olmak istiyormus. e anlayabiliyorum ama isterdim ki bu gerceklesenler benim basima gelmesin. neden birisinin kalbini kirdiginizda aynisindan sizin de basiniza geliyor. neden butun kadinlar, sevilmekten degil de sevmekten zevk aliyor. hayatina sevildigi zaman degil sevdigi zaman anlam geliyor. ondan dolayi kimse cikip da bana bundan sonra ben sevmek sevilmek istiyorum demesin. iliskiler sadece kadin erkek olarak sacmalamaya baslamadi. hemcinslerim arasinda da yasadigim arkadaslik baglari farkli haller almaya basladi. manipulasyonlar, kullanmalar, kullanilmalar, evrenin butun gizemini cozdugunu iddia edenler, heves baltalayanlar ve yurunecek yolun sadece bir tane oldugunu iddia edenler. sanki herkesin bir sorunu var ve onu  asmaya calisiyorlarmis gibi geliyor artik bana. benim problemim belli zaten. ask mesk isleri. hem kafama, hem ruhuma hem de bedenime uygun birisini bulmak, onunla yasamak istiyorum. ama bu oldugu zaman da hemen gotum kalkiyor ve isimi degistirmek istiyorum, bu bitse ve isimi degistirip turkiye ye gelsem biliyorum ki hop diye baska bir sey istemeye basliycam. arada durup kendime bakiyorum ve aciyorum. ne icin yipratiyorum ki kendimi. ne de olsa, yasadigim seyler uzerindeki kontrolum ben ne yapmaya calisirsam calisayim cok dusuk. take it easy man, diyip soyle fat ass bi joint uzatacak hayali zenci bir arkadasa ihtiyacim var. hatta sesi de tom waits gibi olsun.

bu sene isten ayrildiktan sonra 3-4 ay guzel guzel gezdim. gezdim dedigim de sevgilimin yanina yanastim, kebaplar senin, iskenderler benim goturdum. kisa film cekicem diye kamera aldim, deyim yerindeyse parayi bayildim ama anca 2-3 defa disarilarda gezip fotograf cekebildim. cektigim fotograflarin cogu da bir boka benzemedi. ne zaman gorsem kendime gicik oluyorum. ben bunlari begenmezken de diger insanlarin begenmesi beni gayet sasirtti.

su master meselesi canimi cok sikti. guzel guzel ales ime girip master basvurumu yapacak ve eylul de master a baslayacaktim ama ales kayitlari sirasinda yurt disinda olmam planlarimi en az yarim sene daha ileri atti. masallah ulkemin her kosesinde de yeni yeni universiteler acilmis. ozellikle maltepe universite sindeki derslere bayildim. ama kesin kadro dardir, dersler birbirine benziyordur.

bir anda aklima geliveriyor. baska bir ruh haline geciyorum aninda. cok ozluyorum ben bu kizi. surekli aramasini bekleyerek gecirdigim iki ayin sonunda sabrimi kaybettim. asla arama beni diyerek de bir ergen tavri gosterdim. kendime kizmaktan falan gectim, kendimden utaniyorum resmen arada. sonra arketiplerimden yumusak ve sevgi dolu olani ortaya cikip. -merlin oyle yapmasaydin hep onun aramasini bekleyecektin. boyle yapman cok daha iyi diyor ve ben rahatliyorum. bir de isin komigi beni aramadigi icin ayriliyoruz zaten. daha da komigi ben ona arama diyince de hic e-mail atmayan kisi hemen e-mail atiyor.

bayiliyorum bu ayrilik konusmalarina, ya da ayrilik e-mail lerine. insanlar eteklerindeki butun taslari dokuveriyorlar ya. bir onceki sevgilimden ayrildigimda bana benim bilmedigim ozelliklerimi suratima suratima soylemis, ve iki uc ay bunlari dusunmekten kendimi tutamamistim. bu sefer ki ayrilikta terkedilen ben oldugum icin guzel sozcukler vardi ve farketmedigim guzel ozelliklerim falan. bunu hazmetmek daha kolay olacak. ama onunla kurdugum gelecek uzerime yikildi. hayatimdaki en guzel projem, en istekli oldugum ve yasamayi istedigim hayatin bitmesi sanirim beni cok uzun sureli bir yalnizliga atacak. gene gidip barlarda, bohem tatil alanlarinda tek basima kalmak istemiyorum. ama su anda soyleyebilecegim tek sey bir kadindan aldigim yarayi butun kadinlar icin genellestirip, butun kadinlari ben de incitmek kirmak istiyorum. en iyisi bunu yapiyorsa, hepsinin ta...   sonra humanist tarafmi ortaya cikip bu gececek diyor. sadece sana yapilan seyi unutana kadar zaman gecmesi gerekiyor, ve bu olana kadar da kendini cok dagitmamaya bak diyor.

bu arada eski sevgilimle yatip kalkacagimi dusunuyorum. hep oyle olur ya. gider onunla en iyi yaptigimiz seyi yapar vahsi bir sekilde sevisiriz. belki bu sefer biraz daha konusuruz. sonra da basimi alip giderim spor yapmaya. bu sene icinde basladigim seylerden bir tanesi de kitesurf. 2012 baslangiclarin yili oldu. bakalim 2013 e bunlarin kac tanesi kalacak.


bu senenin basinda bir bucket list hazirlamistim. fena gitmiyor simdilik. en son yapmam gereken seylerin yanina yapmamam gereken seyleri de ekledim. tirnak yemek gibi. bu yasta bir insan tirnak yer mi diyorum ben de kendime surekli. ama yiyor iste. ama sunu gordum ki, liste hazirlaninca uzerinde daha cok emek harcaniyormus.

icimdeki bu bosluk duygusunu dolduracak bir sey de ben hayatimda yasamadim. cok canim yaniyor ulan.