11 Kasım, 2009

a lot like love




bir film izledim. daha taze, kokusu akillarda. bir adamin yoluna bir kadin cikar. adam kadini kafasina kazir, ama kadin biraz zuppe, biraz hayat dolu. Kadin adama burun kivirinca adam da ona alti yil sonraki hayatini anlatir, planlarindan bahseder ve simdi olmadiysa bile yollarimiz ileride kesissin der. Universiteden mezun herhangi birisinin hayalleri gibidir. Once hayatimi duzene sokacagim sonra da hayallerimin kizi beni bulacak. Adamimiz ordeklerini tek tek; kariyer, para, ev, araba sonra da onu bulacak es olarak siralarken merlin dusunur. Sadece bir gun ya da iki gun gorup de planlari icin es gectigi isimleri. cok buyuk planlari vardi o zamanalr beyimizin. Buyuk adam olacakti. Okulu zamaninda iyi bir ortalama ile bitirecek onun universitede kalmasini cok isteyeceklerdi ama o olanaklari elinin tersi ile itip hemen is dunyasina atilacakti. Gencliginin de verdigi enerji ile calisacak, baglantilar kuracak, gorulmeyeni gorup, farkedilmeyeni farkedecek, mumkun olsa sakli kitalari ortaya cikaracakti. Bilim sanayi ile onda bulusacak belki de kendisi bir is kuracakti. Zengin olduktan sonra da zenginligin bir onemi olmadigini diger insanlara gosterecekti. Tabi ki bu arada bir kac findik kiracak, en sonunda da cocuklarinin annesi olacak disarida hanimefendi, mutfakta ahci olan hafif catlak sevgilisi ile evlenecekti.

Planlar boyleydi. Ne oldu da bozuldu her sey. Okul tekledi, kirilan findik degil bir kac seferinde kalbi oldu. Plan cok basitti oysaki. Hata nerede idi. Oysa ki o da filmlerdeki gibi yasamaya calismisti. Olasiliklari artirmak icin ayni filmlerdeki gibi sinavdan once disari cikmisti, ayni filmlerdeki gibi tatillere cikmisti. Demek ki olay filmlerdeki gibi degilmis. Komik ama gercekten filmlere inanan bir insan oldugumu simdi anladim. Askim bana yirmi sekiz yasimiza kadar evlenmemis olursak, birbirimizle evlenelim, bir omur boyu da ayrilmayalim demisti. Ben uc ay once yirmi sekiz yasima girdim, ve daha az onceye, 20 dakika oncesine kadar 19 yasinda verilen bu sozun gerceklesecegine inaniyordum. Evet ben bir romantigim, ve ben filmlere inaniyordum. Ama artik filmlerin sadece sonu kotu biterse gercek olacaklarina inaniyorum.

Bir derin nefes alip, filmlere inancimi da nefesimle birlikte veriyorum. Safligimdan kaybetmeye hala devam ettigimi gormek beni mutlu ediyor.



erkek- Do you really think that six years from now, a guy like me with a job, a house, a car - a nice car - and a future you think i'm gonna have a problem findin' somebody to fall in love with me?
kadin- oh. i think you're gonna have big problem.

film guzel yani. hayat gibi inisleri ve cikislari da var... hem kulaginiza da hitap ediyor... ama inanmayin cok fazla. incinirsiniz.

04 Kasım, 2009

Su kendini gerceklestirme mevzusu


Bugun gene hayal dunyasina dalmisken bir anda arkadaslarimdan birisinin benim icin soyledigi bir cumleyi hatirladim.
“Senin gibi olmak istiyorum”
Bunun ne oldugunu biliyor musunuz? Bu bir insani yanlis tanimaktir. Benim gibi olmak istemiyorsun, benim gibi olmak istemezsin, asil ben senin gibi olmak istiyorum diyemedim. Sadece sustum, egom oksandi, gururum kabardi, daha dik bir sekilde diskoya dogru yurumeye basladim.
Bu arkadasimin bana dedigi sey benim de basima cok geldi. Dile getiremedim ama ben de baskasi olmak baskalari olmak, hatta bazen bir kisilik atolyesine girmeyi istedim. Sundan su kadar cesaret, bundan bu kadar gurur, bundan asalet, bundan su bundan bu… liste uzar da uzar. Ama bir sey degismez. O da kendim.
Kendimi degistirmek icin cok ugrastim. Neler yapmadim ki. Model olarak begendigim insanla daha sik vakit gecirdim, onu biraz konusturup onu boyle davranmaya iten guduleri ogrenmeye calistim, baskalarina onun huylarini sordum, izledim, gozlemledim, o kadar pratik bile yapmaya calistim ama olmadi. Bu kendimi degistirme cabalarimen fazla 3-4 ay surdu. Gercekten de sonuclar basarili oldu. Benim gibi olmak isteyenler ortaya cikti. Sonra kendi karakterimi ortaya koyabilecegim bir an bulunca gevsedim. Ipler cozuldu ve gercekler ortaya cikti. Makyajim uzerimden akti ve cevremdekiler saygilarini da beraberlerinde alip yavas yavas cekildiler.
Sonucta begendigim ve takdir ettigim insanlardan birisi olamadim. Isin daha da vahimi hala degismeye calisiyorum. Insan dedigin ergenlikte degisir sonra da ufak tefek detaylar disinda ana mimari ayni kalir. Ben bunu bir turlu kabullenemedim ve degismeye calistim. Kendime sunu aynen soyluyorum “essek misin merlin?” Cevremdekiler bile “Ne degismesi allahini seversen” dediler, ama mutsuzlugum ve kendimden hosnutsuzlugum baki kaldi.
Taaa universite hatta lise yillarindan kalma bir cabam var. Bunun adi da agir basil bir insan olmak. Gercek hayatta agir basli olamadigim icin hayallerimde oluyorum. Nasil mukemmel bir insan anlatamam sizlere. Lafi gedigine koyan, nerede konusmasi nerede susmasi gerektigini bilen, insanlarin gozlerine seni anliyorum seklinde bakip, sonrasinda kendisine soru sorulana kadar agzini acmayan,insanlara gitmeyen, insanlarin geldigi kisaca dolmusa bindiginde, dolmuscunun bile kalkip yer vermek istedigi bir insan var aklimda. Bunu gerceklestiremedim. Hep bunu istedim, cita olarak kendime bunu sectim ve ulasamadim. Tum bunlari dusunurken de cok onemli bir seyi kaybettigimi farkettim.
Kendime olan saygimi.
Simdi her yerde bunu ariyorum. Bana her laf sokuldugunda, her hor goruldugumde, ne zaman sesim titrese..
Eger bulursaniz lutfen bana ulastirir misiniz? Tesekkur ederim.