23 Ağustos, 2010

son havadisler

az gittik uz gittik, dere tepe duz gittik. sonunda bir vadide sikistik kaldik. karsimizda kocaman bir tas, sagimiza donsek duvar, solumuza donsek duvar aksi gibi gerimizde de inmesi zor bir yamac. ne yapacagim simdi.

aslinda durumum tam olarak buydu. ne onumu gorebiliyorum, ne de cevreme bakiyorum, biraz geriye cekilmek icin de cok gec. bu sadece is yasami olarak anlasilmasin, aslinda simdilik hayatimin genel gidisatindan ben bunu anliyorum. karsima da bir berberi cikiyor, diyor ki ya bu deveyi gudersin ya bu diyardan gidersin. ben biraz ters adamimdir. mirin kirin ettim, olmaz incilerim dokulur dedim, ama sonunda deveyi gutmeye karar verdim.

bu deve gelecek mart ta kesilir, ben de ondan sonra bu diyardan giderim. ama icimde bir his bu kadar uzun surmeyecegini soyluyor.

15 Ağustos, 2010

system lock up

kesin kararimi verdim psikolojik yardim alacagim. daha once bu kadar ciddi dusunmemistim. her zaman icin konusabilecegim, beni anlayan, beni taniyan insanlar var diye dusunuyor ve onlara dertlerimi aciyordum. konusuyorduk uzun uzadiya. ama cok fazla surmuyordu etkisi. surekli ayni hatalari tekrarlarliyor, tekrarliyor ve tekrarliyorum. insan ogrenen hayvan falan degilmis, tarih de tekerrurden ibaretmis.

sikila sikila, utana utana soyluyorum ki ciddi sekilde karsi cinse yaklasma konusunda sikintilarim var. iliskiyi devam ettirme, ya da ilk temasi kurmak degil. yaklasma konusunda. artik sayisini unuttum ama, kac tane iliskiyi bir ust seviyeye yukseltemeden, ilk opucugun ardindan kaybettim. sadece opuyorum, ve ondan sonra iliskinin gidisati tamamen degisiyor. bir gun once sadece coklardan bir tanesi dedigim kisiye ertesi gun asik oluyorum. kafamdan cikmiyor, ariyorum hemen goruselim konusalim istiyorum ve heyecanla ariyorum. cogu zaman ne diyecegimi de bilemiyorum. ne haber, nasilsin, himmm isin mi var. tamam canim gorusuruz. ders mi calisacaksin, annenle alisverise mi cikacaksiniz, yillardir gormedigin babaannene mi gideceksin, tamam canim. evet evet konusuruz sonra, tamam ararsin sen beni. caaat. 1. darbe

ne yapiyor acaba? arayim mi? mesaj mi gondereyim? "sen ne dersin kadim dostum can toparlak". evet evet arayim. mesaj da atsam olur aslinda. goruselim mi? bir seyler yapalim mi? iste tam olarak bu mesajdan sonra acinacak halde oldugumu anliyorum artik. guluyorum kendime bu noktadan sonra. 2. darbe.

zaten 3. darbe de cok gecikmeden geliyor. kizimiz bu isin olmayacagini yeteri kadar mesafe koyduktan sonra ve iletisimi kopardiktan sonra acikliyor. bence arkadas kalalim. tokalasalim hatta tam olsun. ki cidden tokalasiyorum. tam gurursuz bir picim. icimden sadece bugun olmadi ama yarin olacak ondan dolayi arkadas kalmak bence de daha iyi diye geciriyorum.

Artik bu raddeden sonra da bende ipler kopuyor, gitar teline donmus sinirlerim bosaliyor, Bu gereksiz ruh hali genellikle kendi kendime konusma seklinde bas gosteriyor. otobuste dolmusta arabada nerede olursa olsun. kisa kesik bir cumle. hirsla soylenmis. agzimdan cikiyor. cevremdekilerin garip bakislarini karsilamamak icin huysuz huysuz yere bakiyorum. en komigi de bazen otururken birden bakislarim degisiyor. arkadaslarimla televizyon seyrederken, ya da onlar sohbet edip ben dinlerken, birden kaslarim catiliyor, gozlerimin siyahinin buyudugunu hissediyorum. muhtemelen deliye bak diyorlar ama benim aklimdan sadece geciyor. allah rizasi icin bir saniye olsun kafamdan cik da yim, ama olmuyor bir turlu. Illa o sinir krizi yasanacak, o damlalar dokulecek, bagira bagira degil, hickiriklarla titreye titreye aglanacak. bazen banyoda yakalar, bazen salonda, bazen de bir gece arabada. sinir krizinden sonra da 3 ay ile 10 sene arasinda unutularak digerlerinin yaninda yerini alacak.
artik bu donguden sikildim. biktim, her seferinde donup dolasip ayni sohbetleri yapmaktan. alkolle dolu bardagin dibine dalmaktan, karsilasmalarda yasanilan gerginliklerden... mutlu ve huzurlu olmak istiyorum.

derdim birisiyle birlikte olamamak degil, derdim o kisiyi unutamamak. yuruyup gidemiyorum. cevremdekiler de artik dinlemek, ve yara iltihap kapmasin diye daglamak istemiyorlar. benim gercek bir ruh doktoruna gitmem gerek. hickira hickira aglayabilmem, anlatabilmem ve onun bana soylediklerini muhakkak uygulamam gerek.

13 Ağustos, 2010

cin carpintisi

bekliyordum uzun suredir. bir haber gelecekti, beni heyecanlandiracakti. bana kanat takacakti buradan uzaklara ucmam icin. bundan dolayi herkesi cebrail sandim. cok kisi yaklasti, bir coklari dokundu gecti, bazilari yaraladi da gitti. hic biri tamamina eremedi. isleri vardi cogunun, cok onemli mevkilerde onemli isleri vardi. emirler yagdirmanin demode oldugu bir devirde yasiyorduk. her sey biraz daha dolayliydi, cumle lutfenle bittigi zaman emir degil rica olmuyordu ama ne guzel ki kibar insanlariz.

bana gelen herkesi bundan dolayi "o" sandim. turkce deki o kelimesini cok seviyorum. cinsiyet tasimiyor. cunku aradigim tensel bir sey degil, kendini sozcuklerde bulan bir sey. ama nedense kimse "o" olmak istemedi. belki de sorumlulugunu almak istemediler. hala beklemektense ben "o" olmak istiyorum. ama bunu yapmak icin gercekten yuregim cok kucuk.

mogolistan

ciglik atasim var. cok uzaklara ulassin isterdim. mesela mogolistan a gitsin. oradan birisi bilmedigim bir dilde, hic anlayamacagim sekilde bana cevap versin. yumusak olsun sozleri, canimi yakmasin. yukselip inmesin sesinin tonu, biraz monoton olsun, sadece sigara dumanini cigerlerine cekerken es versin konusmasina. ama ciglik atsam biliyorum ki, cevap vermesini istediklerim duymayacak.

elim kolum bagli oturuyorum. duygularim beni sagir edecek neredeyse, 5 duyum birden kilitlendi. bu sadece ama sadece kalabaliktaki yalnizligin cigligi.