19 Nisan, 2009

Cunda

Dun aksamustu isten gelip eve ugradim ve arkadaslari da cagirip hamburger almak icin iki sokak yukariya gittik. Iki big mac buyuklugundeki hamburgerleri aldik ve oturup mac izlemeye basladik. Mac bitince ben biralari, bilgisayarimi, hoparlorleri ve bacardi getirdiim arkadasim da kuba purosu getirdi ve 5 kisi muzik dinleyip muhabbet edip bir yandan da purolarimizi tutturduk. Kakara kikiri derken arkadas bir partiye katilacagimizi birsuru de kiz olacagini soyledi. Cagirdik arabayi partidekileri taniyan iki kiz arkadasi da alip yollandik mekana. Plaja muzik sistemi getirmisler house muzik caliyorlar, bir yandan da icki ve yemek. Bir saat kadar takildik, partiden ayrildigimizda ben bayagi guzellestigim icin odama dondum ve vurdum kafayi yattim.

Zor da olsa sabah uyandim ve dus alip sigarami icmek icin balkona ciktim. Balkondan zenci veletlerin genel secimlerden once acilan ve secimlerin ardindan cevresi kapatilan parkta oyun oynamalarini seyrediyorum. Ufacik futbol sahasi icinde bir o tarafa bir bu tarafa kosuslari, arada sahayi parende ata ata gecmelerini izlerken aklimdan bugun utanc duydugum hangi olayi yazabilirim diye geciriyorum. Bu sirada veletler kavga etmeye basliyor ve kavgadan da hemen sikilip tellere dogru kosup tirmanmaya basliyorlar. Cocuk tellere tirmanirken ben de Ayvalik Cunda da yasadigim rezilligi anlatmaya karar verdim.

Cunda ya ilk gidisimde Ayvalik ta Onur un yazliginda kaliyordum. 15 gunde Onur’un butun arkadaslariyla tanisip ayni zamanda bazilariyla duygusal bag kurmustum. Hatta ayrildiktan sonra bir iki mektup bile atmistim hem Onur’a hem onun arkadaslarina. Lan adama demezler mi 15 gunde neyin bagini kuruyorsun da adamlari ta icine kadar aliyorsun. Sevgiye ne kadar acsam o zamanlar sen dusun. Yaptik bi mallik. Onlar bundan dolayi belki gurur duyuyorlar, ne zaman sen bize mektup atmistin deseler hala midemde bir eksime oluyor ve duygusalligima bir kufur salliyorum.

Ikinci gidisimde de samimi iki arkadasim ve birinin esi ile Izmir den yola cikip gitmistik. Kafa iyi olunca sahile demirlemis olan yatlardan bir tanesinin uzerine cikip yatin uzerinde icmeye baslamistik. Artik iyice sarhos oldugumuzda balikcilarin kayiklarindan bir tanesini alip denizde icmeye karar verdik ve karsi kiyiya gecip bir tane kayigi cozmeye baslayinca bir ekip arabasi uc tane de motosikletli yunus bizi alip karakola goturmus sonra da salmisti. Neymis efendim buradan Yunanistan’a kaciyorlarmis da tiri viri. Bunu yaptigimizda ben 26 arkadaslarim 27 yasindaydi.

Ilk iki deneyimimde aldigim zevkten sonra annem ve iki seneden sonar Kanada dan bir haftaligina tatile gelen abim gibi sevdigim borek le birlikte araba kiralayip gitmistik. Uzerimde inanilmaz bir stress vardi. Herseyden herkesten sikayet ediyordum, otel sahiplerini hirsizlikla dolandiricilikla sucluyordum. Neden 60 liraymis da 40 lira degilmis diye icim icim yiyordu. Isin boktan tarafi hayatimda ilk defa param vardi ve o tatilde sadece yemeye icmeye harcadigim para ile bir araba alirdi. Ama nedense kendimi surekli sikiliyormus gibi hissediyordum. Hayir o hadar cok paraya olmaz. Yok senin yerinde hayatta kalmam, daha sezon bile degil nasil bu kadar para cekersin diyorum. Hem insanlara sinirlenip hem de kendime, bunlari kafama taktigim icin sinirlenmeye baslamisken sahildeki balik lokantalarindan birine oturduk. Sorduk menu var mi diye,yok mok dediler sonar bir tane getirip koydular onumuze verdik siparisi getirdiler. Ben artik bir yandan kalamara midye tavaya bok atiyorum bir yandan da biranin yeterince soguk olmamasindan dem vuruyorum. Annemle borek beni sakinlestirmeye calisiyorlar. Ben artik dayanamadim ve hesabi istedim. Bir de ne goreyim menude 4 lira yazan biraya 5 lira yazmislar. Artik zivanadan cikmistim. Insanlarin bu kadar kalitesiz hizmet verip bir de ustune yalan soylemesi, oteldeki kadinin yok daha asagi olmaz demesi hepsi gozumun onune gelmeye baslamisti. Bagirmaya cagirmaya bir milyon icin adamlardan hesap sormaya basladim. Onlar da alttan almiyor onlar da uzerime geliyordu, ortam iyice gerginlesti ve bizi disari attilar. Bu sefer de ben dukkanin onunde bagiriyorum, yok efendim ne serefsiz adamlarmis da ne pisliklermis boyle hizmet verilir miymis de soyleymis de boyleymis de... Butun sahil bizi dinliyor. Adamlar feci tehditlerde bulunuyor. Seni gebertirim diyor cevremde zaten 6-7 garson iki isletmeci bir ben bir annem bir de isletmecinin karisi bagirisiyoruz, figuranlarda bizi izliyor. En sonunda olacak olan oldu bir tanesi bana tokadi cakti sonra da oldururuz seni siktir git dedi ve burak kolumdan cekerek beni uzaklastirdi.

Sigaralar sigaralari izledi ve solugu karakolda aldik. Sikayetci olduk yok efendim boyle hizmet olur muymus ne bicim insanlar, bunlar insan degil hayvan, nasil tehdit edermis biz musteriymisiz diye anlattik komisere. Rahatlamak icin ciktigimiz kisacik tatili hem anneme hem de burak a zehir etmistim. Utancimdan geberecektim. En boktani da adamlara cikisiyorum ve annemle borek beni serbest birakiyorlar, bir bok olmayacagini bile bile karakola gidiyorum yine birsey demiyorlar. Kendimi ne kadar kucuk dusurdugumu yaklasik bir saat sonar anlayabildim ve Cunda yi bir daha hayatim boyunca donmemek uzere bir kac kaza tehlikesi atlatarak son surat terkettik.

Kactigim sey ise Cunda ya da o isletmeciler degil, kactigim sey orada o anda yasadigim duygular. Gitme sebebim de cunda nin guzel tabiati degildi, orada yasadigim o guzel duygulardi. Surekli geriye donmeye gecmisime kacmaya calisarak gelecegim ellerimden kayiyor. O duygular bir daha asla geri gelmeyecek. Bunu biliyorum ve isin kotusu bile bile bu hatayi yapiyorum. Belki bir gun basimi kaldirip ileriye dogru bir adim atabilirim. Atmazsam ne kacislarim ne donuslerim son bulacak ben kuyrugunu takip eden kediye donecegim.

Gecenlerde annem karakoldan kagit almis. Takipsizlik karari cikmis.

1 yorum:

dide dedi ki...

o adımı atarsan nasıl güzel rahatlayacağını sen de biliyorsun.